-
1 karnı büyümek
забере́менеть -
2 karın
живо́т (м)* * *выпад. -rnı1) живо́т2) желу́докkarnım aç — я хочу́ есть, я го́лоден
karnı acıkmak — проголода́ться
karnı tok — сы́тый тж. перен.
bu sözlere karnı tok — он сыт э́тими разгово́рами
karnı zil çalmak — си́льно проголода́ться, урча́ть в животе́
aç karna — на голо́дный желу́док, натоща́к
3) разг. ма́тка4) вы́пуклая / взду́тая часть не́которых предме́товşişenin karnı — широ́кая часть буты́лки ( ниже горлышка)
5) нутро́, душа́; голова́senin karnındakini ne bileyim? — отку́да мне знать, что у тебя́ внутри́?
6) физ. пу́чность••- karın doyurmakkarnı tok it gölgede yatar — посл. сы́тая соба́ка лежи́т в тени́
- karından konuşmak
- karından söylemek
- karnı tok sırtı pek
См. также в других словарях:
karnı büyümek — hamile kalmak Felaket bununla bitmemiş, üç ay sonra karnı büyümeye başlamış. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
karın — is., rnı 1) İnsan ve hayvanlarda gövdenin kaburga kenarlarından kasıklara kadar olan ön bölgesi Şuursuz bir acele ile mahmuzlarını atının karnına vurdu. Ö. Seyfettin 2) Döl yatağı, rahim Fakat karnındaki çocuk da bu insanüstü erkeğin bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
göbek bağlamak (veya salıvermek) — şişmanlayarak karnı büyümek, göbeklenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
burun — is., rnu, anat. 1) Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı 2) Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü Kadıköy vapurunun güvertesinde, paltoma bürünmüş, gidip ta burna oturmuştum. H. Taner 3) mec. Kibir,… … Çağatay Osmanlı Sözlük